Basından En Son Haberler

Yapılan son düzen­lemeyle(31 Ekim 2024 tarihinde Resmî Gazetede yayın­lanan 52 Seri nolu KDV Genel Tebliği) sahte bel­ge konusunda vergi ida­resi, vergi inceleme sü­reci ve mükellefler açı­sından mevcut sorunları asgariye indirmeye dö­nük birtakım düzenlemeler yapıl­dı. Çeşitli kategoriler açısından farklı süreç tarifleri ve bunların so­nuçları, uygulamadaki aksaklıklar gözetilerek yeniden düzenlendi.

Uygulamada çok sayıda davaya sebep olan, davaların tamamının mükellefler lehine sonuçlandığı bir konu, bu düzenlemeyle sonu­ca bağlanmış gibi görünüyor.

Tebliğ öncesi, bir mükellefe sah­te belge düzenleyen teşhisi konul­duğunda, bu şirketten mal ya da hizmet alan, ya da mal ya da hiz­met satan tüm şirketler katma de­ğer vergisi indirim ve iade süreçle­ri açısından(listeye alınıyor) prob­lemli hale geliyor, bu şirketlerle ilişkide bulunan şirketler de(KDV iade, mahsup hatta indirim sü­recinde ) bu durumdan haberdar oluyor ve daha başlangıç aşama­sında, konu bu şirketler açısından incelenmeden, bu şirketlere tica­ri sonuçlar doğuracak şekilde ade­ta vebalı muamelesi yapılıyordu. Mübalağasız, tek bir şirketin ince­lenmesi ile bir anda binlerce şirket sorun yaşar hale geliyordu.

Yargı haklı olarak, önüne gelen tüm olaylarda, bu listeleme ve liste üzerinden tüm taraflar açı­sından fiili sonuç doğması husu­sunda, süratle durdurma ve iptal kararları vermekteydi.

Yeni düzenleme ile hakların­da inceleme ile tespit yapılan şir­ketler özelinde KDV iade süreç­leri eskiden olduğu gibi devam ettiriliyor. Bu şirketler, iadelerini bulundukları kategoriye göre be­lirlenen, beş kata kadar varan te­minat mektubu vermek, teminat mektuplarını ancak vergi incele­mesi sonucu çözebilecek şekilde alabilecekler.

Münhasır sahte belgeci sayılabilmek için %50 ölçütü

Bir mükellefin, münhasıran sahte belge düzenlemek amacıy­la mükellefiyet tesisinin tespi­tinde, temin edilebilmesi halin­de mükellefin düzenlemiş oldu­ğu belgelerin (belirli bir dönem, yıl veya daha uzun zaman dilimi esas alınarak) tutar olarak asgari yarısından fazlasının sahte oldu­ğunun, yani herhangi bir mal ve­ya hizmet hareketine ilişkin ol­madığının tespiti gerekir.

-Bu tespitin mükellefin her­hangi bir ticari işinin olup olma­dığı,

-faturaların düzenlendiği dö­nemdeki iş durumu,

-çevresindeki ticari itibarı gi­bi hususlarla da desteklenmesi gerekir.

Mükellefin düzenlemiş olduğu belgelerin temin edilememiş ol­ması halinde;

-fatura dönemleri itibarıy­la ticari bir işinin olup olmadığı,

-mükellefiyetle ilgili ödevle­rini yerine getirip getirmediği,

-herhangi bir vergi ödeyip ödemediği gibi hususlar dikkate alınarak münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefi­yet tesis ettirdiğinin tespit edil­mesi halinde, bu kategori için be­lirlenen bölüme göre işlem yapıl­ması gerekmektedir. Sahte belge düzenlemenin yanı sıra gerçek mal ve hizmet satışı da bulunan mükellefler, bölüm kapsamında değerlendirilmez.

Sahte belgenin tespiti için yapılması gerekenler tebliğle belirlendi

Bir belgenin sahte olup olma­dığı belgeden hareketle yapılacak tespitlere bağlıdır. Buna göre;

-İnceleme dönemi veya ince­lemeye konu dönemlere ilişkin yoklamalar yapılmak suretiyle mükellefin gerçek bir faaliyeti­nin bulunup bulunmadığı (ilgili dönem mahalle muhtarı, site yö­neticisi ve/veya çevredekilerin mükellefin eylem tarihindeki du­rumuna ilişkin ifadeleri vb.),

-Belgeye konu mal hareketi­nin gerçekte olup olmadığının fi­ili veya kaydi envanter ya da ran­dıman incelemesi, karşıt ince­leme ve tespit, nakliye, ödeme/ tahsilat vb. kanıtlarla tespiti,

-Ticari ilişkisinin olup olma­dığı hususu ve ticari ilişkide bu­lunduğu firmalar,

-Ortaklık yapısı ve ortaklara ilişkin analizler,

-Muhasebecisine yönelik tes­pitler,

-Hazine ve Maliye Bakanlı­ğı bünyesinde yer alan, hakkın­da inceleme yapılanlara ve ticari ilişkide bulundukları mükellefle­re ilişkin bilgiler,

-Sahte belge ticareti varsa ko­misyon geliri elde edilip edilme­diği,

-Mükellefiyetle ilgili ödevle­rin yerine getirilip getirilmediği

gibi hususlar rapora bağlan­maksızın ya da tespit edilmek­sizin bir belgenin sahte olduğu gerekçesiyle mükellef hakkında münhasıran sahte belge düzen­leyicisi gibi işlem yapılmaz. Baş­kaca bir tespit bulunmamak kay­dıyla, mükellefler hakkında sade­ce ihbar veya şikâyet bulunması da yeterli değildir.

Geçmişte bu standartlardan uzak yapılmış incelemelere göre halen bir kısım vergi davaları ve ceza davaları sürmektedir. Mah­kemeler bu standartlara göre ya­pılmamış incelemelerde varılan sonuçları eksik inceleme olarak değerlendirebilirler. Mükellef­lerin fatura düzenleyeceği veya alacağı şirketlerle ilgili ne yap­maları gerektiği hususu üzerinde titizlikle durmakta fayda var. Sü­ratle bu konudaki süreçlerinizi gözden geçirin. Yoksa sonrasında çok uğraşırsınız. Bu konu üzerin­de durmaya devam edeceğiz.


Kaynak:Zeki Gündüz / Dünya Gazetesi

Scroll to Top