Anayasamızın 55'inci maddesinde ücretin emeğin karşılığı olduğu hüküm altındadır. Bu kapsamda Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.
Aynı zamanda 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32'nci maddesinde Ücret ve Ücretin Ödenmesine ilişkin olgular hüküm altına alınmıştır.
Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.
İlgili maddeler kapsamında ücretin bir iş karşılığı olduğu hüküm altındadır. Bu anlamda iş sözleşmesinin unsurlarından biri olan ücret, İş Hukuku uyarınca korumaya alınan bir unsurdur.
Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir.
Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler.
Bu kapsamda işçilerin ücretlerinin banka hesaplarına yatırılması ve işçilerin ücretlerine maliyetsiz şekilde ücretlerine tam olarak ulaşması önem arz etmektedir.
***
Ücretin ödeme zamanı
Ücret en geç ayda bir ödenmelidir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilmesi de mümkündür.
Ücretin en az haftalık olarak belirlenmesi, hafta tatili hak edişinin de tespit edilebilmesi açısından önem arz etmektedir. Ancak işgücü piyasalarındaki genel uygulama ücretin ayda bir ödenmesine ilişkindir.
İş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur.
Ücret ile ilgili Yargıtay kararlarında aşağıda yer alan konu başlıkları üzerinde durulmaktadır.
***
Gününde ödenmeyen ücretler
Ücret alacaklarında zamanaşımı süresi beş yıldır.
Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir.
Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez.
Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.
Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz.
İşçinin ücretinin ödenmesi gereken zamanın tespiti üç yönden çok önemlidir.
İş Kanunu'nun 24/II-e maddesine göre işçinin haklı nedenle iş sözleşmesini feshedebileceği zamanı belirlemektedir.
Ücreti gününde ödenmeyen ve üzerinden yirmi gün geçen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir.
Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanması gerekir.
İşçi için ücretin gününde ödenmesi önemli bir olgudur. Birkaç günlük de olsa gecikmeler ve düzensiz ücret ödemeler, işçinin aile bütçesini olumsuz etkileyecektir. Gerçekten, hemen her çalışanın hem de birkaç adet kredi kartının bulunduğu günümüzde, son ödeme tarihleri ücretin olağan ödeme gününe göre ayarlandığı düşünüldüğünde, düzensiz ödemelerin önemli sorunlara yol açabilecektir.
Kaynak:Resul Kurt / Star Gazetesi